DÜŞLERİN DİLİ
- sudecelik452
- 14 Oca 2021
- 1 dakikada okunur
Herkesin hayatında bir renk vardır. Kimisine hüzün yükleyen, kimisini rahatlatan. Benim birçok rengim vardı hayatımda... Hepsi içerisinde ya bir anı ya da bir hüzün barındırıyordu.
Turuncuyu severdim mesela, güneşin hem doğuşuyla hem de batışıyla eşsiz bir renk dalgası oluşturmasını. Maviyi eklerdim içerisine denizinde ferahlığı, gökyüzünde huzuru barındırıyordu. Beyaza birazda yeşil sıkıştırırdım, kışın kar yağıp ağaçların üzerinde yerlerini aldıklarında, oluşturdukları peri masallarını severdim. Belki de hepsinden çok siyah vardı hayatımda... Gece olup da karanlık kaplarsa etrafımı, düşlerim özgür kalırdı. İşte orası bana ait. Kimseye hesap vermeden, kimseyi düşünmek zorunda olmadan kendi masalımı yazdığım bir yer. Belki de düşlerin dili olmadığı için almışımdır kalemi elime... Burası da benim. Ben yazdığım kadar var yazmadığım kadar yokum.
Biraz daha renk eklesem hayatıma... Kırmızıyı alırdım; gece olup da düşlerimin ortasında yaktığım ateşin kırmızısı. Sonuçta yeni güne başlamak istiyorsam eğer gecenin sonunda bütün düşler kül olmalı. Ama hala eksik renkler var benim gök kuşağımda, hayatımda... Umudun rengi ne olmalıydı mesela?

Comentários