KARAR SENİN!

Her insan içerisinde bir yara saklar. Hepsinin ki farklı bir yerden gelir. Başkasının "Aman bu muydu?" diyebileceği yara, o insanı öyle bir ele geçirir ki nefes alamaz.

Derler ya herkesin derdi kendine büyük... Kimimiz bu dertlerin içinde boğuluyoruz. Nefes almak öyle güç hale geliyor ki ne yapacağımızı bilmeden sağa sola atıyoruz kendimizi. Öylece savruluyoruz dalından düşmüş yaprak gibi... Şimdi baksak o yaralara, ne bu kadar çok bizi yoran? Kimisi için sevdiğinden ayrı düşmek, kimisi için yokluk, kimisi için yalnızlık, kimisi için yakınından gelen bir darbe... Sadece bu kadar mı acaba? Yarası iyileşse de izi kalan yaralar yok mu? Aile gibi mesela. Ne olursa olsun izi geçmeyen yaralar. Bir yumru gibi gelir ve boğazına takılır. Bazen varlığını unutursun bazen de boğulmana sebep olur. Bir yandan sana hayatı gösterirken diğer yandan seni her seferinde en dibe iter. -Kalkmak imkansız mıdır ki oradan?- Ne kadar dibe düşersen düş, ne kadar sert vurursan vur yere; bu yaralarla, acılarla başa çıkmak senin elinde... Tercihini sen yaparsın, neden ben deyip geceler boyu ağlayabilir, hayata olan inancını yitirebilirsin. Ya da ayağa kalkar her zamankinden daha güçlü bir şekilde başını dik tutar, hayatın tadına daha çok varırsın...

Kaderimiz yazılıdır derler. Bence yanlış! Kaderinde başına gelecekler yazılı olabilir. Ama tercihler senin. Kader senden bağımsızsa eğer hayatın sana bağlı. Hiçbir şey için değmez. Ne döktüğün gözyaşlarına ne de saksı gibi yaşayacağın bir hayata değmez. İpleri eline al! Senin hayatın, senin kararların, senin tercihlerin... Şimdi kararını ver. Sen ne yapmak istiyorsun?