PORTAKAL ÇİÇEĞİ
- sudecelik452
- 11 Kas 2021
- 2 dakikada okunur
Biraz, uzun zaman sonra yazmanın mutluluğuyla biraz da uzun zamandır yazmamanın burukluğuyla geldim aranıza. Gelmişken de her zaman olanlardan farklı olarak bir hikaye anlatmak istedim size. Her zaman yalnız olmadığınızı hissettirmeye çalıştım. Belki kilometrelerce öteden yüreğinize dokundum belki de nefesim yetmedi... Ama biliyorum ki bir çoğunuz başardı. Şimdi de tek başaranın siz olmadığını anlatmak istiyorum.
Renklerin her tonunun ahenkle dans ettiği dünyamızda, güzel kokuların uçsuz bucaksız ovaları denizleri aştığı bir hayattan bahsedelim. Savaşın olmadığı, insanların birbirlerini yaralamadığı, gökyüzünün paha biçilmez renklerle sarmalandığı, denizin berraklığından neredeyse en dibinin görüldüğü bir dünya... Gözünüzde canlandırmanın bile insana huzur verdiği bu dünya da yaşayan koca ağaçta bir başına kalmış bir portakal çiçeği düşünün. Her şey herkes mükemmelken o daha ne olacağını bilmiyor, hayata gözlerini açtığında etrafında kimse yok. Ağacının dalına sorsa cevap alamıyor. Yaprakla konuşsa dilinden anlamıyor. Her şey kusursuzken o neden böyle olduğunu sorguluyor. Keşke bilse o eşsiz kokunun kendinden geldiğini, keşke bilse o ağacın içinde tek başına bile olsa ne kadar mükemmel göründüğünü... Hayat bu ya o çiçeğin serüveni çiçek verdiği tomurcuk portakal olana kadar devam edecek. Kaç tane turuncuya sarmalanmış, kızıla boyanmış gün doğumu ve batımı görecek. Belki yapraklarının arasından denizin güzelliğine dalıp gidecek. Böylece oda alışacak, zaman geçtikçe günlerin nasıl güzelleştiğini anlayacak. Ağaca yoldaş olurken gün batımında dans edecek. Sadece bir portakal çiçeği değil, kusursuz dünyanın oda bir parçası olacak. Aynı bizim gibi... Belki portakal çiçeğinin bu hikayede bir yeri bir önemi yok. Ama unutmayın ki bu hikayenin en önemli parçası sizsiniz! Hikayenin neresinde var olup neresinde yaşamaya karar vereceğiniz size kalmış, istediğiniz yeri seçip köşenize geçin.
Ben bu hikaye de portakal çiçeği olacağım. Bir süre ne olduğumu sorgulayacağım, sonrasında ise hayatın tadını çıkaracağım. Belki güneşin batışında dans ederim belki rüzgarı dinlerim belki de bir gün deniz kıyısına yuvarlanıp orada kalırım. Kendim olabildiğimde kenarına gittiğim denizde yüzmeyi öğrenirim. Sonuç olarak er ya da geç mutlu olmayı başarırım...

Comments