YIKILDIĞIM YERDE KALACAK KADAR GÜCÜM YOK!
- sudecelik452
- 7 Haz 2021
- 2 dakikada okunur
Sayfalarca hatta belki de günlerce yazmak istiyorum. Dilim döndükçe, kalemimin mürekkebi içimdeki karanlığı götürene kadar yazmak... Birileri okusun diye değil, ben olabilmek için yazmak istiyorum. Her kağıdı önüme alışımda veyahutta kaleme dokununca yazamıyorum. Ama şuan yazmak istiyorum.
Sesimi kime ne kadar duyururum bilmiyorum. Ya da duyurabilir miyim? Bu sorum size değil. Hatta bu soru bile değil. Kendimle bir savaş veriyorum ve bu ne zaman bitecek bilmiyorum. Bazen sadece aklınız karışır, ne yazdığınızdan habersiz belki de içinde hiçbir anlam bulunmayan yazılar çıkar ortaya. Sanırım bu, o yazılardan sadece biri. Bunu söylediğim için kendime kızıyorum ama size buradan sesimi duyurmaya çalışıp, güçlü olun, yıkılmayın derken bir anda kendim yıkılmaya başladığımı fark ettim. Kocaman bir ormanın ya da sonu görünmeyen bir denizin içinde çırpınıyormuş edasıyla... Ne gidecek yerim, ne de dermanım vardı. Yıkılmak için birçok sebebim, yattığım yerde kalabilmek için de fazlasıyla yorgunluğum var elimde... Bunu yapsam, ayağa kalkmasam fena mı olurdu? Biri gelip bana " Neden? " diyebilir miydi... Ya da şöyle diyeyim: Ben olsaydım ve kendimi karşıma alsaydım ne söylerdim? Bunu hepimiz biliyoruz. Defalarca kere size yıkılmayın, hayat kısa derken ben yıkılsaydım kendime ihanet etmiş olurdum. Ve o kişi, ben olamazdı... Söylemek istediğim şeyler çok fazla. Ama size anlatmak istediğim nasıl yıkıldığım değil. Ya da yıkılmakta olduğum. Buraya hem sizin için hem de kendim için bir not bırakmak istiyorum. Hepimiz günü geldiğinde düşüyoruz... Belki önümüzde bir çakıl taşı belki de bir dağ oluyor. Ne yazık ki pes etmek çok kolay. Oturduğumuz yerde ağlamak, hiç gülemeyecek gibi somurtmak en kolayı. Yarını düşünmüyoruz, kendimizi önemsemiyoruz. En önemlisi de içimizde ki gücün farkında olmayışımız. Hepimizin ağlamaya, dinlenmeye, sevmeye ve sevilmeye, mutlu olmaya hakkı var ama bunu söylemek ne kadar acı olsa da vakti yok. Yine aynı lafımı söyleyeceğim: Hayat gereğinden fazla kısa... İçinizden gelen her şeyi yapın! Bunu yaparken yarın yokmuş kadar özgür ama yarın gün doğacakmış kadar da bilinçli davranın. Arkadaşlarım söyler, ben deli doludan ziyade biraz daha deliyimdir... Ne pahasına olursa olsun aklıma koyduğumu yapacak kadar cesaretim ama küçük bir kız çocuğu kadar da ürkekliğim vardır. Ben buyum işte: Fazlasıyla deli, biraz da dolu. Yüküm omuzlarıma sığmayacak kadar ağır, daha düşmeme izin vermeyecek kadar da yaram var. Ellerimde beş yaşında ki kız çocuğunun balonunu tutmasında ki gücü hem de sevgilisine ilk kez dokunan aşığın titrekliği var. Ben buyum, ciğerlerim nefesimi tam alacak kadar güçlü olmasa da, denizin maviliğinde kaybolasım var. Biraz eksiğim, biraz fazla... Belki zirvede, belki de en dipte... Ama her zaman kendim ile baş başayım.
Hiç kimsenin sığınacak limanında gözüm yok. Gün gelir kendi başımı, kendi omzuma yaslarım. Hepsinin özetine gelecek olursakta yıkıldığım yerde kalacak kadar gücüm yok. Benim gücüm savaşmaya, yalnızlığın içinde kalabalık oluşturmaya, yenildim dediğim anda ayağa kalkmaya... Benim gücüm her şeyden önce kendim olmaya.

Comments